
Rektör Budak “Çevre konusunda elde ettiÄŸimiz her baÅŸarı yarınlar için kazanımdır”
Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi (ÇEVMER) tarafından “5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla uluslararası katılımlı “Dünya Çevre Günü Paneli” düzenlendi. Çevrimiçi düzenlenen panele EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, ÇEVMER Müdürü Prof. Dr. Dinçer Ayaz’ın yanı sıra çeÅŸitli ülkelerden ve Türkiye’den çevrebilimciler katıldı.
Panelin açılış konuÅŸmasını yapan EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Bugün dünya genelinde, sanayileÅŸme, nüfus artışı, doÄŸal kaynakların bilinçsiz tüketimi, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, çevre kirliliÄŸi ve bunlarla iliÅŸkili sorunlara karşı yoÄŸun bir mücadele yürütülüyor. Ülkemiz özelinde de geçtiÄŸimiz yıl Ä°zmir’e bir anda düÅŸen yağışlar, bu sene 41 ÅŸehrimizin kuraklıktan etkilenmesi, Marmara Denizi’nde yaÅŸanan kirlilikler gibi pek çok durum, konunun ehemmiyetini açıkça gösteriyor. YaÅŸam kalitemizi ve sürekliliÄŸini tehdit eden tüm bu geliÅŸmeler, gerekli tedbirlerin alınmasının ne derece zaruri ve acil olduÄŸunu gösteriyor. Ege Üniversitesi olarak, yeryüzündeki yaÅŸamın devamlılığını ilgilendiren bu hayati konuya büyük bir hassasiyetle yaklaşıyoruz. Hassasiyetimiz, sürdürülebilir bir gelecek inÅŸasında attığımız tüm adımların temelini oluÅŸturuyor. Yüksek öÄŸrenci ve personel nüfusuna sahip olan üniversitemiz, yüksek miktarda enerji kullanımı ve atık üretimi ile çevre üzerinde önemli bir etki yaratmakta. Bizler de bu etkinin bilinci ve sorumluluklarımızın farkındalığıyla ‘YeÅŸil Üniversite’ konseptini benimseyerek deÄŸiÅŸime önce kendi çehremizden baÅŸladık. YeÅŸil Kampüs hedefiyle gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz çevre çalışmalarımız doÄŸrultusunda, üniversitemizin YeÅŸil Ölçüm sıralamalarındaki derecesi gittikçe yükseliyor. Buna baÄŸlı olarak dünya üniversiteleri sıralamamız da her geçen yıl daha iyi bir noktaya ulaşıyor. Bu anlamda 2019 yılında 259. sırada iken 2020 yılında 165. sıraya yükselmiÅŸ bulunuyoruz” dedi.
Ä°zmir’de “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazanan ilk üniversite
Ege Üniversitesinde gerçekleÅŸtirilen çevre ile ilgili çalışmaları anlatan Prof. Dr. Budak, “Çevreye duyarlı personel ve öÄŸrencilerimizin hassasiyetleri doÄŸrultusunda ‘Sıfır Atık Projemizi’ en iyi ÅŸekilde uygulamaya devam ediyoruz. Proje kapsamında gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz çalışmalarımızın meyvesini 2020 yılında Ä°zmir’de Sıfır Atık Belgesi almaya hak kazanan ilk üniversite olarak almış bulunuyoruz. Çevre dostu uygulamalarımızı, dijitalleÅŸme adımlarımızla da desteklediÄŸimizi belirtmek istiyorum. Bu sayede üniversitemizde kâğıt tüketimini en aza indirgeyerek binlerce aÄŸacımızın kesilmesini önledik. Çevre sorunlarıyla mücadelenin en önemli ayaklarından birinin toplumsal farkındalıktan geçtiÄŸini biliyoruz. Bu nedenle kampüsümüzde uyguladığımız projelerin yanı sıra topluma hizmet uygulamalarımız ve çevre bilinci aşıladığımız gençlerimiz ile farkındalık yaratıyoruz. Ortaokul öÄŸrencilerine suyun verimli kullanımını anlattığımız ‘Hayatın Kaynağı Su’ projesi, çocuklarımızın çevre bilinci kazanmasında önemli bir etki saÄŸladı. ‘Evden Çevreye Ä°laçsızlaÅŸtırma’ projesi ile de atık ilaçların çöpe gitmeden doÄŸru bir ÅŸekilde yönetilmesini hedefliyoruz” diye konuÅŸtu.
Ege Üniversitesi olarak çevreye duyarlı nesiller yetiÅŸtirmekten gurur duyduklarını ifade eden Rektör Budak, “Bizler, doÄŸal dengenin korunmasının yarınlarımıza karşı taşıdığımız bir sorumluluk olduÄŸuna inanıyoruz. Bu nedenle de bugün çevre konusunda elde ettiÄŸimiz her baÅŸarının, yarınlarımız için bir kazanım olduÄŸunu düÅŸünüyoruz. Çevremiz için hayata geçirdiÄŸimiz tüm çalışmalara destek olan Çevre Sorunları Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezimizi yürekten kutluyorum. Yarınlara daha temiz, yeÅŸil ve yaÅŸanabilir bir dünya bırakma ümidiyle Dünya Çevre Gününüzü kutluyorum” dedi.
Çevre Sorunları Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Dinçer Ayaz, “5 Haziran 1972 yılında, Stockholm Konferansı’nda BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından kabul edilen bu özel gün bizi, insanın ekosistemi onarmasına öncülük eden sacayağın üç dayanağı ile karşılıyor: Yeniden hayal et, yeniden yarat, yeniden onar. Unutmayalım, yalnızca saÄŸlıklı ekosistemlerle insanların geçim kaynaklarını iyileÅŸtirebilir, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine karşı koyabilir ve biyolojik çeÅŸitliliÄŸin çöküÅŸünü durdurabiliriz” diye konuÅŸtu.
Dünya Çevre Günü’nün tarihsel geliÅŸimini anlatan Prof. Dr. Ayaz, “Tek dünya’ sloganıyla ilk kutlama 1974 yılında yapılmıştı. Sonraki yıllarda bu özel gün, diÄŸer çevre problemlerinin yanı sıra hava kirliliÄŸi, plastik kirliliÄŸi, yasadışı vahÅŸi yaÅŸam ticareti, sürdürülebilir tüketim, deniz seviyesinin yükselmesi ve gıda güvenliÄŸi gibi çevremizin karşı karşıya olduÄŸu sorunlar hakkında farkındalık yaratmak için bir platform olarak geliÅŸtirildi. 2021’in teması olan ‘Ekosistem Restorasyonu’ bozulmuÅŸ veya tahrip olmuÅŸ ekosistemlerin kurtarılmasına yardımcı olmak ve hala bozulmamış ekosistemleri korumak anlamına gelir. Daha zengin biyolojik çeÅŸitliliÄŸe sahip daha saÄŸlıklı ekosistemler, daha verimli topraklar, daha fazla kereste ve balık gibi daha büyük faydalar saÄŸlar. Restorasyon, aktif olarak ekim yapmak ya da doÄŸanın kendi kendine iyileÅŸmesi için baskıları kaldırmak gibi birçok ÅŸekilde gerçekleÅŸebilir. Bir ekosistemi orijinal durumuna döndürmek her zaman mümkün veya arzu edilen bir ÅŸey deÄŸildir. Toplumlar gibi ekosistemlerin de deÄŸiÅŸen iklime uyum saÄŸlaması gerekiyor” dedi.
BM Ekosistem Restorasyonu On Yılı
Ormanlar, tarım arazileri, ÅŸehirler, sulak alanlar ve okyanuslar dahil her türlü ekosistemin restore edilebilir olduÄŸunu söyleyen Prof. Dr. Ayaz, “Restorasyon giriÅŸimleri, hükümetler ve kalkınma ajanslarından iÅŸletmelere, topluluklara ve bireylere kadar hemen hemen herkes tarafından baÅŸlatılabilir. Bugün ile 2030 yılı arasında, 350 milyon hektarlık bozulmuÅŸ karasal ve sucul ekosistemlerin restorasyonu, ekosistem hizmetlerinde 9 trilyon ABD doları üretebilir. Restorasyon ayrıca atmosferden 13 ila 26 gigaton sera gazını kaldırabilir. Bu tür müdahalelerin ekonomik faydaları, yatırım maliyetinin dokuz katını aÅŸarken, eylemsizlik, ekosistem restorasyonundan en az üç kat daha maliyetlidir. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu, 70’den fazla ülkenin eylem önerisi ve kararının ardından önümüzdeki on yılı ‘BM Ekosistem Restorasyonu On Yılı’ olarak ilan etti. Bu ilan aslında insanların ve doÄŸanın yararına, tüm dünyadaki ekosistemlerin korunması ve yeniden canlandırılması için bir birliktelik çaÄŸrısıdır. BM On Yılı 2021’den, aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için son tarih olan 2030’a kadar uzanıyor ve bu zaman dilimi bilim insanlarının felakete yol açan iklim deÄŸiÅŸikliÄŸini önlemek için son ÅŸans olarak tanımladıkları zaman çizelgesi ile aynı” diye konuÅŸtu.
Açılış konuÅŸmalarının ardından Achen Üniversitesi Çevresel AraÅŸtırma Enstitüsü öÄŸretim üyesi Prof. Dr. Andreas Schaeffer ve La Coruna Üniversitesi Kimya MühendisliÄŸi Bölümü öÄŸretim üyesi Prof. Dr. Cristian A. M. Henri Kennes sunumları ile katılımcıları bilgilendirdi. Ayrıca Ä°skenderun Teknik Üniversitesi Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Abdulla Sakallı “Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸinin ve Esktrem Durumların Ormanların ve Tahıl Üretimi Üzerine Etkileri”, Türkiye Çevre EÄŸitim Vakfı Mavi Bayrak Programı Ulusal Koordinatörü Almıla Kından Cebbari “Türkiye’de Yüzme Suyu Kalitesi Ä°zleme Çalışmaları ve Mavi Bayrak” konularında sunumlar yaptı.
Etkinlik kapsamında Dr. Suat Seren GöÄŸüs Hastalıkları ve Cerrahisi EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi’nden Doç. Dr. Banu Aktin YoldaÅŸ’ın “Atmadık, DeÄŸer Kattık” çevrimiçi atık sergisi de katılımcılarla buluÅŸtu.